Doktrinde Soyer göre ise İş Mahkemeleri Kanununda, rekabet yasağı sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinin görev alanına girdiğine ilişkin herhangi bir kural mevcut değildir. Zaten iş mahkemeleri “iş ilişkisi nedeniyle”…
Sarıkaya ise bu konuda, Soyer’in görüşlerine iştirak ettiğini belirtmektedir. Yazara göre, kurulması için gerekli olan irade beyanları ve kanunun getirdiği geçerlilik koşulları dikkate alındığı takdirde, rekabet yasağı sözleşmesi iş sözleşmesinden bağımsız bir sözleşmedir. Rekabet yasağı sözleşmesinin iş sözleşmesi ile beraber yapılması, iş sözleşmesi ile aynı metinin içinde yer alması hatta TBK’da hizmet sözleşmelerine ilişkin Altıncı Bölüm’de düzenlenmesi, onu iş sözleşmesinin bir parçası halinde getirmez; aksine onun iş sözleşmesinin sona erdiği ve taraflar arasında işçi-işveren ilişkisinin ortadan kalktığı andan itibaren vücut bulacağını ve iş sözleşmesinden bağımsız olduğunu vurgulamaktadır. İş Mahkemeleri Kanunu m. 5/1, a hükmü rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin bir düzenleme olmadığından, TTK m.4/1, c hükmü ile bu hüküm arasında mevcut bir çatışmadan bahsedilemeyeceği gibi İMK m. 5/1, a hükmünün sonraki tarihli özel kanun olarak nitelendirilerek TTK m.4/1, c hükmünü ilga ettiği söylenemeyecektir. Aynı şekilde, İMK m.5/1, a hükmün TTK m.5/I hükmü uyarınca ticari davanın asliye ticaret mahkemesi dışındaki bir mahkemece görülmesini gerektirecek “aksine hüküm” niteliği…
Doktrinde Pekdinçer/Toprakkaya’da Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03.12.2021 tarihli “Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri’nin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik Kararı”nın