-
Git
: -
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült

Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
a. Genel Olarak
Asliye ticaret mahkemeleri, dava konusunun miktar ve değerine ilişkin herhangi bir…
Asliye ticaret mahkemeleri, sadece büyük şehirlerde veya ilçelerde kurulabilmiştir.…
Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev…
• dava değeri 300.000 Türk lirasının üzerinde(85)…
• dava değerine bakılmaksızın;…
■ iflâs, iflâsın kaldırılması, iflâsın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan…
■ 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda hâkimin kesin olarak…
■ Şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali…
■ Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na ve 21.06.2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası…
Tüm uyuşmazlıklar bakımından toplu mahkeme iken 2011 yılında tek hâkimli mahkeme…
Asliye ticaret mahkemesinin tek hâkimle ve toplu mahkeme olarak bakacağı davalar…
6335 sayılı Kanun’la asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki…
6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler de 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe…
Bugün için her il veya ilçede ayrı bir asliye ticaret mahkemesi kurulamamıştır. Ayrı…
“Özel/İhtisas Mahkemeleri bulunmayan yargı çevrelerindeki ihtisas konusu davalarda görev, genel olarak Asliye Hukuk Mahkemelerinindir. Bu tür davalarda, davacının görev kuralına dayanmamış olması, -sözgelimi “Ticari davalara bakmakla görevli Asliye Hukuk Mahkemesi”
Tarafımızdan önerilen modelin, yargı çevresinde bulunmayan tüm özel-ihtisas Mahkemeleri yönünden genel kural olarak usûlde (HMK.’da) veya organik Kanunda (Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun) yer alması gerekir. Yasama organı, genel olarak karşılanmamış bu ihtiyacı, önündeki kısmi sorunda görmezlikten gelemez. Temennimiz, bu özel düzenlemenin genel bir ilkeye (düzenlemeye) dönüşmesidir.” …
Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesindeki değişiklikle ilgili olarak 6335 sayılı Kanun…
6335 sayılı Kanun’un geçici 9. maddesine göre, …
“Bu Kanunun göreve ilişkin hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda uygulanmaz. Bu davalar, açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine tabidir.”…
Geçici 9. maddenin gerekçesine göre, …
“Yapılan değişiklik sonucu Türk Ticaret Kanununda daha önce asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki işbölümü ilişkisi, görev ilişkisine dönüştürülmektedir (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.5). Hukuk yargılamamızda, mahkemeler arasındaki yargılama konusu bakımından öngörülen ilişki, temelde görev ilişkisidir. Genel sistemin dışında kalan ve aslında usûl hükmü olup Türk Ticaret Kanununda düzenlenen işbölümü ilişkisi, hem teorik bakımdan hem de uygulama bakımından sorunlar doğurmaktaydı. Çünkü, mahkemelerin görev alanı hukuk yargılaması bakımından kamu düzeninden kabul edilirken, ticari uyuşmazlıklar ve çekişmesiz yargı işleri bakımından özel mahkeme niteliğindeki asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin işbölümü ilişkisi sayılması, işin niteliğine uygun düşmemektedir. Keza işbölümü itirazında bulunulmaması halinde, aslında ticari olan uyuşmazlıkların asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi veya tersi durumla karşılaşılmaktaydı. Bu hususlar dikkate alınarak, asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri ara
Öte yandan yargılama usûlüne ilişkin hükümlerin derhal yürürlüğe girmesi ve uygulanması esastır. Bu kural, yeni düzenlemeler yürürlüğe girdiği sırada derdest bulunan davalar hakkında da uygulanacaktır. Ancak, kural bu olmakla birlikte kanun koyucu derhal yürürlüğe girme esasına istisnalar da getirebilir. Bu çerçevede, göreve ilişkin hükümlerin derhal yürürlüğe girmesi, uygulamada birçok dava hakkında görevsizlik kararı verilmesini gerektireceğinden, görevle ilgili hükümlerin uygulanması bakımından istisna getirilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür. Göreve ilişkin hükümlerin kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte derhal uygulanması, davanın esasına girmiş ve dosyayı belli bir aşamaya getirmiş mahkemenin görevsizlik kararı verme zorunluluğunu gerektirecek ve bu durum yargılamanın gereksiz yere uzamasına sebebiyet verecektir. Uygulamada yaşanabilecek bu tür gereksiz zaman kayıplarının önüne geçilebilmesi ve makul süre ölçütünde adil yargılanma hakkının gerçekleştirilebilmesi bakımından, Kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılan davaların o tarihteki hukuka tabi olmalarının sağlanması amacıyla düzenleme yapılmıştır. Bu düzenlemenin usûl ekonomisi bakımından işin niteliğine daha uygun olduğu değerlendirilmiştir.”…