-
Git
: -
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült

Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
b. Belirsiz Alacak Davasının Amacı
Davacı dava dilekçesinde “Açık bir şekilde talep sonucunu” yazmak zorunda olduğundan (m. 119/1-ğ), alacağını belirleyemediği hâllerde bu zorunluluğu yerine getirmeye çalışması hâlinde pek çok riskle karşılaşacaktır. İşte belirsiz alacak davası bu riskleri gidermeye çalışmaktadır(215).…
Belirsiz alacak davasının amaçlarından birisi, davanın başında talep sonucunu tam…
Belirsiz alacak davası ile davacı, yanlış ya da düşük talepte bulunma riskinden de…
Belirsiz alacak davası, kısmî davanın ardından talep sonucunun artırılması hâlinde…
“Belirsiz alacak davasının açılmasının sonuçlarından biri de zamanaşımının kesilmesidir.…
“Fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacakları belirsiz alacak davasına konu…
Aynı sonuca faiz bakımından da ulaşmak gerekir. Başka bir ifadeyle belirsiz alacak…
Belirsiz alacak davası davacının gereksiz masraf yapmasına, ikinci bir dava açmasına…
Talep sonucunun belirli olması, alacağın dava açılırken belirlenebildiği hâllerde…
Belirsiz alacak davasının kabul edilmesinin bir başka nedeni, alacaklının dava açarken…
Bununla beraber manevî tazminat talepleri bakımından Yargıtay ve doktrinde bazı yazarlar, manevî tazminatın bölünemezliğini ve tekliğini kabul etmektedir(219). Bunun sonucu olarak da manevî tazminatın bir defada istenebileceği ifade edilmektedir. Bu ise manevî tazminat taleplerinin Sayfa 1023 kısmî dava şeklinde açılmasına engel teşkil etmektedir(220). Zarar görenin manevî tazminat talebini bölümler hâlinde isteyememesinin diğer bir sonucu da dava konusu yaptığı manevî zararın miktarını ıslah yoluyla artıramamasıdır(221). Böyle olunca, davacı, dava açtığı anda gösterdiği talep sonucuna kesin olarak bağlı kalmakta ve bunu hiçbir şekilde artıramamakta veya ikinci bir davanın konusu yapamamaktadır. Yargıtay maalesef aynı gerekçe ile manevî tazminat taleplerinin belirsiz alacak davasına da konu olamayacağını belirtmiştir. Yargıtay’ın kararı şu şekildedir:Sayfa 1024“İş kazasında zarar gören davacı, davanın açıldığı tarihte manevi tazminat alacağının miktarını kendisi belirlediğinden, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu söylenemez. O halde manevi tazminat istemi manevi tazminatın bölünemezliği kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamaz ve manevi zararın HMK’nın 107. maddesine göre dava yoluyla tespiti de istenemez. Bu nedenlerle mahkemece manevi zararın tespitine yönelik davanın hukukî yarar yokluğundan usûlden reddine karar verilmesi doğrudur.”(222)
Kanaatimce Yargıtay’ın gerekçesine katılmak mümkün değildir(223).…
Ayrıca manevî tazminat talebi şahıs varlığını ilgilendiren bir alacak iken dava açılmakla…
Belirsiz alacak davası genel olarak hak arama özgürlüğü önündeki engelin de kaldırılmasını…