Karar tarihi: 03.03.2014 …
-
Git
: -
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
Koruma önlemlerinden kaynaklanan giderlerin sigortacıdan istenmesi- 1956 tarihli (önceki) TTK ile 2011 tarihli (şu an yürürlükteki) TTK hükümlerinden hangisinin hangi koşulların varlığı halinde uygulanacağı
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi …
Esas No.: 2013/14689 …
Karar No.: 2014/3989 …
Taraflar arasındaki davanın Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Kurulu’nun…
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı sigorta şirketine müvekkiline ait emtianın…
Davalı vekili, müvekkili sigorta şirketi tarafından poliçe genel ve özel şartları…
Tahkim komisyonu iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; sigorta poliçesi 15.09.2010-15.09.2011…
Mahkemece hakem kurulunca verilen kararın hakem kurulunca taraflara tebliğ edilmiş…
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.…
1-Mahkemece davalı tarafın temyiz itirazı hakem kararlarına karşı HMK.nın 439/1 maddesi…
2-Hakem kurulunca 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğüne ilişkin 6103 sayılı Yasanın 39.…
3-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik…
Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin temyiz isteminin…
KARŞI OY…
Hukuki olarak belirlenmesi gereken ilk husus, sigorta sözleşmesinin kurulduğu tarih…
Başvuruya konu abonman sigorta poliçesi 15.09.2010-15.09.2011 vadeli olup riziko…
6103 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un…
“Madde 2 - (1) Bu Kanunda aksi öngörülmemiş veya farklı bir şekilde düzenlenmemi…
a) Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen olayların…
Bu maddenin ortaya koyduğu genel kural olayımıza uygulandığında, 18.02.2011 tarihinde…
Aynı Kanunun Sigorta Sözleşmesi başlığını taşıyan 39. maddesine göre;…
“Madde 39 - (1) 6762 sayılı Kanun yürürlükte iken yapılmış ve hüküm ifade etmeye…
Ancak, bu bir yıllık süre içinde sigorta ettireni, sigortalıyı ve lehtarı koruyan…
Birinci fıkranın birinci cümlesindeki bir yıllık süre içinde sona eren 6762 sayılı…
Başvuruya konu poliçe eski kanun döneminde sona ermiş, riziko da eski kanun döneminde…
Ancak 6103 Sayılı Kanun bir hüküm daha getirerek koruyucu hükümler bakımından özel…
“Koruyucu hükümler…
Madde 40 - (1) 6762 sayılı Kanun yürürlükte iken yapılmış olup da Türk Ticaret Kanununun…
Bu maddenin TBMM Adalet Komisyonu ve Hükümet Gerekçesinde;…
“Türk Ticaret Kanununun 1452, 1486, 1488 ve 1520nci maddelerinde sigorta sözleşmesine…
denilmek suretiyle, 6762 Sayılı Kanun döneminde yapıldığı halde bu Kanunun 39. Maddesine…
Şu halde, başvuruya konu sigorta sözleşmesi asıl olarak 6762 Sayılı Türk Ticaret…
Sayın çoğunluk, rizikonun 01.07.2012 yürürlük tarihinden önce meydana geldiğinden…
YORUM…
Uyuşmazlık konusu olayda (aşağıda ele alacağımız hangi tarihli TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği sorunu bir yana bırakılırsa) asıl tartışma yaratan husus varma limanı ülkesindeki iç karışıklıklar sebebiyle, taşıma rizikolarına karşı sigorta koruması altına alınmış malların (bir kısmı henüz gümrüklü alanda yüklenmeyi beklerken, bir kısmının da gemi içinde iken) sevkiyatlarının durdurulması nedeniyle yapılması zorunlu hale gelmiş olan (ardiye, liman, gümrük, demuraj, iç nakliye vs.) masrafların sigortacı tarafından ödenmesinin gerekip gerekmediğidir. …
Mallarda herhangi bir hasar olmadığı, yalnızca bunların varma limanına yollanmasından vaz geçildiği ve bu kararın da bazı giderlere yol açtığı belirlenmektedir. …
Öncelikle vurgulayalım ki davacı sigorta ettirenin sevkiyat (ve sigorta) konusu mallar üzerinde sigortalanabilir çıkarının mevcut olup olmadığı karardan anlaşılamamaktadır. …
Davacı taraf, sigorta konusu malların satıcısıysa (aşağıda davacının satıcı olduğunu varsayacağız) ve mallar üzerindeki hasar (zarara katlanma zorunluluğu) da alıcıya geçmiş bulunmakta ise, davacının artık mallar üzerinde sigorta ile güvence altına alınabilecek bir çıkara sahip olmadığını kabul etmek lazımdır (alıcının bazı gelişmeleri bahane ederek yapması gereken ödemeyi yapmaması rizikosu taşıma (yük) sigortasının değil, ticari alacak (kredi) sigortasının konusunu oluşturur). Hasarın (taşıma sırasında meydana gelecek yük zararlarına katlanma zorunluluğunun) alıcıya geçmiş olması şu anlama gelir: Alıcı eğer satış bedelini ödeme borcunu henüz yerine getirmemiş (vade söz konusu) idiyse, onun bu borcu yük zararından etkilenmeksizin aynen devam edecek; daha önce ödeme yapmış idiyse, bu son olasılıkta da alıcı ödemiş…
Bununla birlikte, olayda gemiye henüz yüklenmemiş olan (gümrüklü alandaki) yüklerin üzerindeki hasar alıcıya geçmemiş ve bunlar üzerinde satıcının çıkarı halâ mevcut olabilir. Bu bağlamda şu soruyu yanıtlamak gerekecektir: Acaba satıcı, mallar üzerinde çıkar sahibi olduğu kesitte meydana gelen yük zararları bakımından sigorta güvencesi altında mıdır? Diğer bir anlatışla acaba olaydaki sigorta sözleşmesi satıcıyı korumakta mıdır? Bu soruya verilecek yanıt her şeyden önce davacının tarafı olduğu sigorta sözleşmesine bakılarak oluşturulmalıdır. Bir taşımanın bir kısmında hasara katlanma zorunluluğu satıcının diğer kısmında da alıcının üzerinde ise (mesela Konya’dan Marsilya’ya taşınması söz konusu olan mallara ilişkin hasara katlanma zorunluluğu, taşımanın karada gerçekleşen Mersin limanına kadarki kesitinde satıcıya, Mersin limanındaki yüklemeden sonra ise alıcıya aittir), yük sigortasının aynı anda hem satıcıyı hem de alıcıyı koruması için “kimin olacaksa onun hesabına (lehine) sigorta” (assurance pour le compte de qui il appartiendra; Versicherung für Rechnung “wen es angeht”) olarak yaptırılması lazımdır. “Kimin olacaksa onun lehine sigorta” TTK 1454(3)’te kanımızca yanıltıcı bir anlatışla düzenlenmiştir. TTK 1454(3)’teki “kimin olacaksa onun lehine yaptırılan bir sigortanın, üçüncü kişi lehine yaptırıldığı anlaşılırsa…” biçimindeki anlatımı “kimin olacaksa onun lehine yaptırılan bir sigortada gerçekleşen riziko üçüncü kişinin çıkarını zedeleyecek olursa” şeklinde okumak lazımdır. …