Esas Sayısı: 2010/61
Karar Sayısı: 2011/7
Karar Günü: 6.1.2011
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 5.5.2009 günlü, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesinin (1), (2), (3) ve (4) numaralı fıkralarının, Anayasa’nın 7., 9., 10., 36., 38., 125. ve 138. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY Davacı tarafından Türkiye Futbol Federasyonu Statüsü ile Futbol Disiplin Talimatının belirli maddelerinin mutlak butlanla batıl olduklarının tespitiyle Tahkim Kurulu’nun 6.10.2009 günlü kararının iptali ve maddi ve manevi tazminat istemleriyle açılan davada, itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu savını ciddi bulan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ Başvuru kararının gerekçesi şöyledir:
“KONU: Mahkememizin 2010/165 Esas sayılı dava dosyasında 17.06.2010 tarihli ikinci oturumun iki nolu ara kararı gereğince 5894 sayılı Kanunun 6. maddesinin 1, 2, 3, 4. maddelerinin Anayasa’nın 9, 36, 123, 125 ve 155. maddelerine aykırılığı sebebiyle iptali isteminden ibarettir.
İPTALİ İSTENEN MADDE: 5894 sayılı Kanunun 6. maddesi :
(1)Tahkim Kurulu, Bu Kanun uyarınca bağımsız ve tarafsız bir zorunluluk Tahkim mercii olup TFF’nin en üst hukuk kuruludur. Ve TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar merciidir.
(2) Tahkim Kurulu, TFF Statüsü ve ilgili talimatlar uyarınca karar verme yetkisine sahip kurul ve organlar tarafından verilecek kararları nihai olarak inceleyerek münhasıran karara bağlar. Tahkim Kurulu’na başvuru süreci TFF Talimatlarının yayınından veya itiraz edilen kararın tebliğinden itibaren 7 gündür.
(3) Tahkim Kurulu’nun oluşumu, görev, yetki, hak ve sorumlulukları ile üyelerin sahip olması gereken nitelikler TFF Statüsünde belirlenir. Tahkim Kurulu’nun işleyişi ve usul kuralları TFF tarafından çıkarılacak talimatta yer alır.
(4) Tahkim Kurulu kendisine yapılan başvuruları kesin ve nihai olarak karara bağlar. Ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulamaz.
(5)…
Anayasamızın 152. maddesi “Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir Kanun veya Kanun Hükmünde Kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır...” hükmü gereğince mahkeme önüne gelen ve görevli olduğu bir konu ile alakalı olarak açılan davalarda uygulanacak maddeyi taraf iddiası veya resen iptalini Anayasa Mahkemesine götürebilir. Yani böyle bir istemde bulunabilmesi için söz konusu davaya bakma yetkisinin bulunması şarttır.
Bu bağlamda davacı Ankaraspor A.Ş. Klübü tarafından Türkiye Spor Federasyonu aleyhine açmış olduğu davada davalı TFF Yönetim Kurulu’nun 06.09.2009 tarih ve 57 sayılı kararı ile Ankaraspor’un bir alt kümeye düşürülerekten bu sezon itibariyle de üç yıl müsabakalardan men’ine karar verildiği, bu karar üzerine davacı klübün yasal süresi içerisinde Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’na müracaatı üzerine TFF, Tahkim Kurulunun 06.10.2009 tarih ve 531/533 sayılı karar ile Ankaraspor A.Ş. adına vekili tarafından yapılan itirazın reddi ile Ankaraspor A.Ş.’nin bir alt lige düşürülmesine dair PFDK’nın 15.09.2009 tarih ve T2009-2010/121, K2009-2010/147 kararının onanmasına kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu kararın uygulanması dolayısıyla Ankaraspor’un Turkcell Süper Ligde bir alt gruba düşürülerek karar tarihinden itibarende bu ligde yapması gereken maçların yaptırılmamasından dolayı hasılat kaybı, televizyon gelirlerinden, stada alınan reklamlar ile formalara alınan reklamlardan elde edilen gelirlerden, toto-loto gelirlerinden, klüpler birliğinden gelen gelirlerden, fair play ligi gelirlerinden, ilk altı sıraya verilen ödül gelirlerinden ve diğer gelirlerden yoksun bırakılmasından, keza futbolcuların değer kaybetmelerinden dolayı 12.000.000 TL ve bu karar dolayısıyla görülen zarardan dolayı 100.000 TL manevi zarar olmak üzere toplam 12.100.000 TL’lik maddi ve manevi zarar davası açmıştır.
Mahkemenin 152. madde gereğince bir davayı Anayasa mahkemesine götürürken davaya bakmakta görevli olması gerekir. 5894 Sayılı Yasanın 6. maddesi TFF’nun tüm işlemlerini Tahkim Kurulu’na havale etmiştir. Yasa gereğince Dernekler Kanunu ve TMK hükümlerine tabi özel hükmi şahsiyete haiz olan TFF bir kamu tüzel kişiliği olmadığı için bu kurulun kararlarına karşı idari yargıda dava açılamaz. Dolayısı ile Federasyonun kararlarına karşı 6. maddenin olmaması halinde adli yargıda dava açılması gerekir. Adli Yargıda gerçek veya tüzel kişiler tarafından gerçekleştirilen eylem ve işlemler sonucu meydana gelecek zararlara bakmaya yetkili ve görevlidir. Ancak 5894 Sayılı Kanunu’nun 6. maddesi gereğince Türkiye Futbol Federasyonu’nun özelliği gereği ihtilafların kısa yoldan halli için Tahkim Kurulu’na yetki ve görev verilmiştir. Ve aynı madde içerisinde de Tahkim Kurulu’nun kararlarının kesin olduğu ve bu kararlara karşı adli ve idari yargı yollarına başvurulamayacağı yasada öngörülmüştür. Bu hükmün iptali halinde Türkiye Futbol Federasyonu’nun yapmış olduğu işlem ve eylemlerden dolayı meydana gelecek zararlar ile ilgili adli yargıda davalara bakılabileceği ve dolayısı ile de, mahkememiz davaya bakmakta görevli olduğundan davacı tarafın iptal istemi mahkememizce ciddi görülerek 6. maddenin 1, 2, 3, 4. fıkralarının Yüksek Mahkemeniz’ce iptalini istemek gerekmiştir.
Mahkememiz Türkiye Futbol Federasyonu’nun kararının sonucunda doğacak maddi ve manevi zararlar yönünden inceleme yapmaya yetkili ve görevli olduğundan bu konuda aşağıda detaylı olarak yazılacağı üzere 6. maddenin ilgili fıkralarının iptali istemi çerçevesinde;
1- 5894 Sayılı Kanunun 6: (l) Tahkim Kurulu, Bu Kanun uyarınca bağımsız ve tarafsız bir zorunluluk Tahkim mercii olup TFF’nin en üst hukuk kuruludur. Ve TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar merciidir. Hükmünün Tahkim Kurulu’nun oluşturulmasını düzenlerken bunun TFF Statüsü ve ilgili talimatlar ile düzenlenmesini öngörmüştür. TFF Statüsün 61. maddesi ile düzenlenmiştir. Bu maddenin 1. fıkrasında Tahkim Kurulu Federasyon Başkanı’nın teklifi ve Yönetim Kurulu’nun kararı ile en az beş yıllık mesleki tecrübeye sahip hukukçular arasından seçilecek bir başkan ve altı asıl ve altı yedek üyeden oluşur. Üyelerin belirlenmesinde FİFA ve UEFA’nın kuralları esas alınır. 2. fıkrasında Tahkim Kurulu’nun görev süresi Federasyon Yönetim Kurulu’nun görev süresi kadardır. Üyeler kendi aralarından bir başkan vekili ve bir raportör seçer. 4. fıkrasında kurul görevinde bağımsızdır. Üyeler istifa etmedikçe veya çekilmiş sayılmadıkça yerlerine yeni üye görevlendirilemez. Herhangi bir nedenle boşalan asıl üyeliğe yedek üyeler sırası ile görevlendirilmiş sayılır. Bu fıkra uyarınca seçilen yedek üyeler kalan süre kadar görev yapar. 9. fıkrasında ise tahkim kurulunun çalışma esas ve usulleri Yönetim Kurulu tarafından çıkarılacak bir talimatla belirlenir. Şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yasa maddesi ve Statünün 61. maddesi birlikte değerlendirildiğinde yargılama yetkisine haiz olan bir kurulun teşekkülü Anayasa’nın 7. maddesinde belirtilen yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.” ve 9. maddesinde “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.” hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir.
Yargı yetkisi kullanacak kişilerin nitelikleri, seçilme usulleri ve çalışma esasları yasa ile belirlenmesi zorunludur. Dolayısı ile bu düzenlemelerin Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’na bırakılması Anayasa’ya aykırıdır. Yani seçilme şekilleri ve nitelikleri yasa ile belirlenmesi gerekir. Zira ANAYASA MAHKEMESİ’nin: 2006/118 Esas ve 2009/107 Karar sayılı ilamında “3289 sayılı Yasanın Ek 9. maddesinin birinci fıkrasına göre, spor federasyonlarına, talepte bulunmaları durumunda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Merkez Danışma Kurulunun uygun görüşü, bu Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Bakanın teklifi ve Başbakanın onayı ile idarî ve malî özerklik verilebilmekte, Federasyonlar da, kuruluşlarına ilişkin kararın Resmî Gazetede yayımlanması ile tüzel kişilik kazanmaktadırlar.
Özerk spor federasyonları denetim bakımından merkezi idareye bağlıdırlar. Ek Madde 9’un son fıkrasına göre, bu federasyonların her türlü faaliyet ve işlemleri Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Bakanlığın denetimine tâbidir. Bu denetim sonucunda görevi başında kalmasında sakınca görülen federasyon başkanı veya yönetim kurulu üyeleri hakkında karar almak üzere, Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Bakan, genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırabilir. Bunların Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından öngörülen çerçeve statüye uygun şekilde hazırlanması zorunlu olup, ceza veya disiplin kurullarınca verilen kararlara karşı Genel Müdürlük bünyesinde oluşturulacak Tahkim Kurulu’na itiraz edilebilir.
Ek madde 9’da 5340 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonucunda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü olimpik branşlarda, federasyonun bir önceki yıl gerçekleşen gelirlerinin %75’i kadar, olimpik olmayan federasyonlara ise, %50’si kadar yardımda bulunabilmektedir. Ayrıca Genel Müdürlük, bütçesinden özerk federasyonlara ilgili branşın alt yapısına ve eğitime ilişkin projelerinin desteklenmesi amacıyla gerektiğinde kaynak tahsis edebilmekte ve spor tesislerinin işletilmesini, menkul ve gayrimenkullerini bedelsiz olarak kırkdokuz yıla kadar federasyonların faaliyetlerine devredebilmektedir.
Yukarıda anılan özerk federasyonların kuruluşları, denetimleri, mali yapıları, ve kararlarına karşı merkezi idare içerisinde oluşturulan Tahkim Kurulu’na başvurulabilmesi gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda, bunların hizmet yerinden yönetim kuruluşları oldukları sonucuna varılmaktadır. Özerk federasyonların hizmet yerinden yönetim ilkesine göre kurulmaları nedeniyle Anayasa’nın 123. maddesi uyarınca kanunla düzenlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 123. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.” Gerekçesi ile de bu hususu açıkça vurgulamıştır.
Diğer taraftan bu husus yasa gereği Dernekler Kanunu ve Türk Medeni Kanunu hükümlerine tabi olarak çalışması gereken Federasyonun Tahkim Kurulu’nu oluşturma şekli, bu yasalara da aykırı olarak düzenlenmiştir. Zira Dernekler Kanununu ve Türk Medeni Kanunu gereğince derneğin disiplin ve denetim kurulları yönetim kurulunun seçimine bırakılmayıp aksine ilgili derneğin genel kurulu tarafından seçilmesi öngörülmüştür. Bu durumda Anayasa’nın 10. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir.
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı’nın kendisini denetleyecek başkan ve üyeleri bizzat kendisinin teklifi ile Yönetim Kurulu’nca belirlenmesi eşitlik ve denetleme ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir. Kendisini denetleyecek kişilerin Başkanın ve Yönetim Kurulu’nun teklifi ile seçilmesinin bu kurulun işlemlerine karşı ne derece tarafsız davranacakları tartışmadan varestedir. Kaldı ki bu üyelerin mali haklarının düzenlemesi de yine aynı Yönetim Kurulu’na ait olduğundan doğrudan doğruya Yönetim Kurulu’nun ve Federasyon Başkanı’nın bu üyeleri etkileyebilecekleri tartışmasızdır. Dolayısı ile 5894 sayılı Kanunun 6. maddesinin 1. fıkrası Anayasa’nın 7, 9 ve 10. maddelerine aykırı olduğu kanaatine varıldığından Yüksek Mahkemenizden iptali istenmesi gerekmiştir.
2- 5894 sayılı Kanunun 6. maddesinin 2. fıkrasında; Tahkim Kurulu, TFF Statüsü ve ilgili talimatlar uyarınca karar verme yetkisine sahip kurul ve organlar tarafından verilecek kararları nihai olarak inceleyerek münhasıran karara bağlar. Tahkim Kurulu’na başvuru süreci TFF Talimatlarının yayınından veya itiraz edilen kararın tebliğinden itibaren 7 gündür.
Bu fıkrada Tahkim Kurulu’nun kararlarını verirken TFF Statüsü ve ilgili talimatlar uyarınca nihai olarak incelenmesi öngörülmüştür. Oysa Anayasa’nın 138. maddesi “hakimler görevlerinde bağımsızdırlar. Anayasaya, Kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.”
“Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye veya telkinde bulunamaz...” hükmü nazara alındığında yargı yetkisini kullanan kişilerin öncelikli olarak gözönünde bulundurmaları gereken kural Anayasa kurallarıdır. Yani Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak inceleme yapmaları gerekirken bunun aksine olaraktan statünün 61/7. maddesinde belirtilen tamamen kendilerini atayan kurul tarafından belirlenen statüye tabi tutularaktan karar vermeleri Anayasa’nın 138. maddesine aykırılık teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.
3- 5894 sayılı Kanunun 6. maddesinin 3. fıkrasında; Tahkim Kurulu’nun oluşumu, görev, yetki, hak ve sorumlulukları ile üyelerin sahip olması gereken nitelikler TFF Statüsünde belirlenir. Tahkim Kurulu’nun işleyişi ve usul kuralları TFF tarafından çıkarılacak talimatta yer alır.
Bu fıkra ile ilgili olarak TFF Statüsü’nün 62. maddesi ile Tahkim Kurulu’nun görev ve yetkileri düzenlenmiştir. 62. madde bir bütün halinde değerlendirildiğinde 1. fıkrasının a-g bentleri ile bakacağı uyuşmazlıkları düzenlemiş olup bu uyuşmazlıklarda bir bütün halinde değerlendirildiğinde sonuçları itibariyle yargı yetkisine ilişkin düzenlemeler olup bu düzenlemelerin çözümünün de yine TFF Statüsü ve Talimatlarına uygun olarak yapılması öngörülmüş olup bu görevlerin öncelikle Anayasa’nın 7. maddesi gereğince yasama yetkisi kapsamına girdiği, dolayısı ile yasa ile düzenlenmesi gereken hususlar Statü ile düzenlenmesi ve yine Anayasa’nın 9. maddesi gereğince yargı yetkisini kısıtlar mahiyette olduğu için Anayasa’nın 9. maddesinin ve 38. maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden iptali gerekeceği kanaatine varılmıştır.
4- 5894 sayılı Kanunun 6. maddesinin 4. fıkrasında: Tahkim Kurulu kendisine yapılan başvuruları kesin ve nihai olarak karara bağlar. Ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulamaz. Şeklindeki düzenleme de Anayasanın 9, 36 ve 125. maddelerine aykırıdır. Bu hususta ANAYASA MAHKEMESİ’nin: 2006/118 Esas ve 2009/107 Karar sayılı ilamında “Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”denilmiştir. 125. maddesinin birinci fıkrasında ise idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesinin öngörülebileceği, milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebileceği belirtilmiştir.
Tahkim genel olarak öğretide, hukuki uyuşmazlıkların, söz konusu uyuşmazlığa taraf olmayan bağımsız kişi veya kişiler tarafından çözümlenerek karara bağlanması olarak tanımlanmaktadır. Anayasa’nın 125. maddesindeki tahkim yolu, kamu idarelerinin tamamen dışında bağımsız kişilerden oluşan ve yasalarla belirlenmiş hukuki uyuşmazlıkları kesin olarak karara bağlayan bir çeşit özel yargı yoludur. Tahkim kurullarının verdiği kararlar mahkemeler tarafından verilen kararlar gibi uygulanabilme niteliğine sahiptir.
İtiraz konusu fıkrayla düzenlenen “Tahkim Kurulu “ ise Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulmakta ve üyeleri Gençlik ve Spor Genel Müdürünün teklifi ve Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Bakanın onayı ile altı yıl için görevlendirilmektedirler. Bu nedenle, idare içerisinde oluşturulan bu Kurulun, hukuki uyuşmazlıkların’ tarafların isteği üzerine, bağımsız kişi veya kişiler tarafından çözümlenerek karara bağlandığı ulusal ve uluslar arası tahkim kurulları ile ilgisinin olmadığı açıktır.
Yasakoyucu, uyuşmazlıkların yargı mercilerine götürülmesinden önceki aşamalarda çözümlenebilmesi amacıyla kimi kurullar, müesseseler veya başvuru yolları öngörebilir. Bu durum yasakoyucunun genel kural koyma yetkisinden kaynaklanmakta olup, anılan yolları öngörüp öngörmemek takdir yetkisi içerisindedir. Spor alanında ortaya çıkan uyuşmazlıkları idari olarak çözümlemek üzere bir kurul oluşturulması, bu kurulun asıl ve yedek üyelerinin sayısının, niteliklerinin belirlenmesi ve başkan seçme usulünün düzenlenmesi de yasakoyucunun takdir yetkisi içerisindedir. Bu nedenle fıkranın birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü tümceleri Anayasa’ya aykırı olmadığından bu tümcelere yönelik iptal isteminin reddi gerekir.
Ek 9. maddenin yedinci fıkrasının beşinci tümcesinde Tahkim Kurulu tarafından verilen kararların kesin olduğu belirtilmiştir.
Anayasa’nın hak arama özgürlüğüne ilişkin 36. maddesiyle güvence altına alınan dava yoluyla hak arama özgürlüğü, bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birini oluşturmaktadır. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir. Kişilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması adil yargılamanın ön koşulunu oluşturur. Öte yandan, Anayasa’nın 125. maddesinde belirtilen idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olması ilkesine göre, idari işlemlere karşı yargı yolu, Anayasa’da belirtilen kimi ayrık durumlar dışında yasalarla sınırlandırılamaz.
İptali istenen tümceyle idari bir merci olan tahkim kurulu tarafından verilen kararlara karşı yargı yolu kapatılmış ve bu kurul tarafından verilen kararların kesin olduğu belirtilmiştir. Yasakoyucu, taraflara görevli ve yetkili mahkemeye başvurmadan önce aralarındaki uyuşmazlığı kısa sürede çözmek üzere idari bir kurula başvurma yükümlülüğünü getirebilir ise de, bu kurulun kararlarının kesin olması Anayasa’nın 36. maddesinde belirtilen hak arama özgürlüğüne ve 125. maddesinde belirtilen idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olduğu ilkesine aykırı görülmüştür. Tümcenin iptali gerekir.
Serdar ÖZGÜLDÜR, Tahkim Kurulu tarafından verilen kararların kesin olduğunu belirten kuralın Anayasa ‘ya aykırı olduğu görüşüne katılmamıştır.
Ek madde 9’un yedinci fıkrasının altıncı tümcesine gelince;
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 29. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi yasaların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM İçtüzüğü’nün Anayasaya aykırılığı konusunda ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmak zorunda değildir. İstemle bağlı kalmak koşuluyla başka gerekçe ile de Anayasaya aykırılık incelemesi yapabileceğinden, iptali istenen kuralla ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 123. maddesi yönünden de inceleme yapılmıştır.
Anayasa’nın 123. maddesine göre idarenin yasayla düzenlenmesi gerekmektedir. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Tahkim Kurulu idare içerisinde yer almaktadır. Herhangi bir kamu idaresinin yasa ile düzenlenmiş olduğunun kabul edilebilmesi için söz konusu idarenin ad olarak yasada belirtilmesi yeterli değildir. Böyle bir düzenlemede temel ilkelerin ortaya konulması, çerçevenin çizilmesi, sınırsız, belirsiz ve geniş bir alanın yürütmenin düzenlemesine bırakılmaması gerekmektedir.
Tahkim Kurulunun görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarının yasa ile belirlenmesi gerekirken, yedinci fıkranın altıncı tümcesi ile bu konuların düzenlenmesi Yönetmeliğe bırakılmıştır. Bu nedenle Kural Anayasa’nın 123. maddesine aykırı görülmüştür. İptali gerekir.
Yedinci fıkranın Anayasa’nın 9. ve 155. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.”
Bu bağlamda hak arama hürriyeti kısıtlayıcı mahiyette düzenlendiğinden iptalinin istenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Netice-i talep: Yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafın Anayasa’ya aykırılık iddiası mahkememizce de ciddi bulunduğundan 5894 sayılı Kanunun 6/1-2-3-4. maddelerinin iptali hususunda gereği Yüksek Mahkemenizden arz olunur. 16.06.2010” III- YASA METİNLERİ A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı 5.5.2009 günlü, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un itiraz konusu kuralları da içeren 6. maddesi şöyledir:
(1) Tahkim Kurulu, bu Kanun uyarınca bağımsız ve tarafsız bir zorunlu tahkim mercii olup TFF’nin en üst hukuk kuruludur ve TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar merciidir.
(2) Tahkim Kurulu, TFF Statüsü ve ilgili talimatlar uyarınca karar verme yetkisine sahip kurul ve organlar tarafından verilecek kararları nihai olarak inceleyerek münhasıran karara bağlar. Tahkim Kuruluna başvuru süresi TFF talimatlarının yayımından veya itiraz edilen kararın tebliğinden itibaren yedi gündür.
(3) Tahkim Kurulunun oluşumu, görev, yetki, hak ve sorumlulukları ile üyelerinin sahip olması gereken nitelikler TFF Statüsünde belirlenir. Tahkim Kurulunun işleyişi ve usul kuralları TFF tarafından çıkarılacak talimatta yer alır.
(4) Tahkim Kurulu kendisine yapılan başvuruları kesin ve nihai olarak karara bağlar ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulamaz.
(5) Tahkim Kurulu üyeleri de bu Kanunun 5 inci maddesinin altıncı fıkrası hükümlerine tabidir.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa’nın 7., 9., 10., 36., 38., 125. ve 138. maddelerine dayanılmıştır. IV- İLK İNCELEME Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ, Zehra Ayla PERKTAŞ, Engin YILDIRIM ve Nuri NECİPOĞLU’nun katılımlarıyla 15.7.2010 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir. V- ESASIN İNCELENMESİ Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Uygulanacak Kural Sorunu
Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddesine göre, mahkemeler, bakmakta oldukları davalarda uygulayacakları kanun ya da kanun hükmünde kararname kurallarını Anayasaya aykırı görürler veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık savının ciddi olduğu kanısına varırlarsa, o hükmün iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaya yetkilidirler. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralların da o davada uygulanacak olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa kuralları, davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
Başvuran Mahkemenin bakmakta olduğu dava, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Statüsü’nün 25/5, 54/3, 56/1-c, 57/2-6, 61 ve 62/3 maddeleri ile Futbol Disiplin Talimatı’nın 1, 26 ve 50/1 maddelerinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Borçlar Kanunu’nun 19. ve 20. maddeleri uyarınca mutlak butlanla batıl olduklarının tespiti ile Tahkim Kurulu’nun 6.10.2009 günlü kararının iptali ve TFF tarafından yasaya aykırı olarak alındığı belirtilen kararlar sonucu meydana gelen zararlardan dolayı istenilen maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İtiraz konusu kuralın (1), (2) ve (3) numaralı fıkraları Tahkim Kurulu’nun oluşumu, yapısı, niteliği, görev, yetki, işleyiş, usul ve esasları ile ilgili olup, kurallarda geçen nihai kelimesi ise Tahkim Kurulu’nun TFF içinde başvurulacak en son merci olduğunu ifade etmektedir. Bakılmakta olan davanın konusu Tahkim Kurulu kararının iptali istemine ilişkin olduğundan, itiraz konusu kuralın (4). fıkrası davada uygulanacak kural olup, bunun dışında kalan ilk üç fıkranın davada uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Bu nedenle,
5.5.2009 günlü, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesinin;
1- (1), (2) ve (3) numaralı fıkralarının, itiraz başvurusunda bulunan Mahkeme’nin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu fıkralara ilişkin başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2-(4) numaralı fıkrasının, itiraz başvurusunda bulunan Mahkeme’nin bakmakta olduğu davada uygulanacak kural olduğuna, Fettah OTO’nun karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,karar verilmiştir.
B- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
Başvuru kararında, itiraz konusu kuralın hak arama özgürlüğünü kısıtladığı, bu nedenle Anayasa’nın 9., 36. ve 125. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralda Tahkim Kurulu’nun kendisine yapılan başvuruları kesin ve nihai olarak karara bağlayacağı ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulamayacağı belirtilmektedir.
Anayasa’nın 9. maddesinde, yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı öngörülmüştür. Bu madde uyarınca, yapılacak yargılamanın kişiler yönünden gerçek bir güvence oluşturabilmesi için aranacak nitelikler de 36. maddede belirtilerek “Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.” denilmiştir. Maddeyle güvence altına alınan dava yoluyla hak arama özgürlüğü, bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birini oluşturmaktadır. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir. Kişilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması adil yargılanmanın ön koşulunu oluşturur.
Anayasa’nın 141. maddesiyle de davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması görevi yargıya verilmiştir. Bu görevin ağır iş yükü altında yerine getirilmesi zorlaştıkça, uyuşmazlıkların çözümü için alternatif yöntemlerin yaşama geçirilmesi öngörülebilir. Bu durumda yasa koyucu, futbol sporu alanındaki uyuşmazlıkları çözmek üzere, görevli ve yetkili mahkemeye başvurmadan önce tahkim kuruluna başvurma yükümlülüğü getirebilir. Ancak bu aşamadan sonra kararı benimsemeyen tarafa yargı yolunun açık tutulması gerekir.
Tahkim genel olarak öğretide, hukuki uyuşmazlıkların, söz konusu uyuşmazlığa taraf olmayan bağımsız kişi veya kişiler tarafından çözümlenerek karara bağlanması olarak tanımlanmaktadır. İtiraz konusu kuralın da içinde bulunduğu 5894 sayılı Yasa’nın 6. maddesinin incelenmesinden TFF Tahkim Kurulu’nun, hukuki uyuşmazlıkların, bağımsız kişiler tarafından çözümlenerek karara bağlandığı, yargı işlevi yerine getiren bir kurul olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.
İtiraz konusu kuralın ilk cümlesinde geçen “kesin” ibaresi, Tahkim Kurulunun incelediği konularda vermiş olduğu kararların biçimsel yönden kesin, uygulanabilir ve bağlayıcı nitelikte olduğunu ifade etmekte, “nihai” ibaresi ise Kurul’un TFF içerisinde başvurulacak en son merci olduğunu belirtmektedir. Buna göre, Tahkim Kurulu tarafından verilen kararların TFF içinde kesin ve nihai olması, savunma ve hak arama özgürlüklerini sınırlandırmayacağı gibi, yargı yoluna başvurulmasını da engellemez. Bu nedenle, kuralın bu bölümüne yönelik iptal isteminin reddi gerekir.
İtiraz konusu kuralın kalan bölümünde ise, tahkim kurulu tarafından verilen kararlara karşı yargı yoluna başvurulamayacağı belirtilerek, tarafların yargı mercileri önünde dava haklarını kullanmaları engellenmektedir. Yasa koyucu, taraflara görevli ve yetkili mahkemeye başvurmadan önce aralarındaki uyuşmazlığı kısa sürede çözmek üzere tahkim kuruluna başvurma yükümlülüğü getirebilir ise de, bu kurulun kesin ve nihai kararlarına karşı yargı yoluna başvurulamaması Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü alanına yapılmış açık bir müdahale niteliğinde olup, hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz.
Açıklanan nedenlerle, kuralın “...ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulamaz” bölümü Anayasa’nın 9. ve 36. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kuralın, Anayasa’nın 125. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.
Fettah OTO ve Serdar ÖZGÜLDÜR bu görüşe katılmamışlardır.
VI- SONUÇ
1- 7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadan, Mahkeme’nin çalışıp çalışamayacağına ilişkin ön meselenin incelenmesi sonucunda; Mahkeme’nin çalışmasına bir engel bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Zehra Ayla PERKTAŞ ile Celal Mümtaz AKINCI’nın, gerekçesi 2010/68 esas sayılı dosyada belirtilen karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
2- 5.5.2009 günlü, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesinin (4) numaralı fıkrasının;
a- “… ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulamaz” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Fettah OTO ile Serdar ÖZGÜLDÜR’ün karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
b- Kalan bölümünün Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
6.1.2011 gününde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesinin (4) nolu fıkrasında, yer alan kural ile Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu tarafından verilen kararlara karşı yargı yolu kapatılmakta, bu işlemler yargı denetimi dışında bırakılmaktadır.
5894 sayılı Yasa’nın 1. maddesine göre, TFF, her türlü futbol faaliyetlerini milli ve milletler arası kurallara göre yürütmek, teşkilatlandırmak, geliştirmek ve Türkiye’yi futbol konusunda yurt içinde ve yurt dışında temsil etmekle görevli, özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe sahip özerk bir kuruluştur. Sözü edilen bu kuralda TFF’nin tüzel kişiliğinin kamu hukuku tüzel kişiliği mi, özel hukuk tüzel kişiliği mi olduğu hususu belirtilmemiştir.
TFF’nin kanunla kurulması, tüm gelirlerinin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olması (5794 s.y.l5.mad) disiplin cezası verebilmesi (5894 s.y. mad. 11) ve futbol alanında tekel durumunda olması gibi bir takım kamu gücü ayrıcalıkları ile donatılması; görevleri ve yetkileri yönünden incelendiğinde de; haklarını, sorumluluklarını ve borçlarını doğrudan etkileyen tek taraflı, idari ve icrai nitelikte işlemler yapabilmesi, işlemlerini kamu gücünü kullanarak yerine getirmesi, ayrıca futbol seyircileri bakımından kamu düzenini doğrudan ilgilendiren konularda kararlar alması ve kararlarla ilgili yaptırımları belirleme yetkisinin bulunması, bu Kuruluşun bir kamu kurumu olduğunu göstermektedir. Öğretide de açıklanan hukuki nitelikleri nedeniyle TFF’nin bir kamu tüzel kişisi olduğu kabul edilmektedir.
5894 sayılı Yasaya göre, Tahkim Kurulu TFF’nin en üst hukuk kuruludur ve TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar organıdır.
Bir kamu tüzel kişisi olan TFF’nin bünyesinde kurulan Tahkim Kurulunun TFF statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen nitelikteki uyuşmazlıklarla ilgili vermiş olduğu kararların, tek taraflı olması ve kamu gücü kullanılarak yerine getirilmesinin zorunlu bulunması bu kararların idari nitelikte kararlar olduğunu ortaya koymaktadır.
Dava konusu olayda TFF Tahkim Kurulunun 6.10.2009 günlü kararının iptali isteğiyle Asliye Hukuk Mahkemesine dava açılmıştır. Yukarıda belirtildiği gibi Tahkim Kurulu’nun sözü edilen kararı idari bir karardır. İdari işlemlere karşı açılan davalarda görevli yargı yeri idari yargı yeridir. Adli yargı yerlerinin davayı inceleme görev ve yetkisi bulunmamaktadır.
Bu nedenle itiraz yoluna başvuran Mahkeme’nin, itiraz konusu kuralı davaya uygulama görev ve yetkisi olmadığından işin esasına girmeden davanın görev yönünden reddine karar vermesi gerekirdi.
Açıklanan nedenlerle 5894 sayılı Yasa’nın 6. maddesinde (4) nolu fıkranın Mahkemenin bakmakta olduğu davaya uygulayacağı kural olmaması nedeniyle, başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE karar verilmesi gerekeceği görüş ve düşüncesiyle çoğunluk kararına karşıyım.
KARŞIOY GEREKÇESİ
1- İtiraz konusu 5.5.2009 günlü, 5894 sayılı Kanun’un 6. maddesinin (4) numaralı fıkrasında, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’nun kendisine yapılan başvuruları kesin ve nihai olarak karara bağlayacağı ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulamayacağı hüküm altın alınmaktadır.
Türk hukukunda “Tahkim” özel hukuk alanına özgü bir uyuşmazlık çözme yolu olarak ortaya çıkmış ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 516-536. maddelerinde düzenlenmiş; Anayasa’nın 125. maddesinde 13.8.1999 gün ve 4446 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle de, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesine imkân tanınmıştır.
5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu Kanun’un amacının; hür türlü futbol faaliyetlerinin milli ve milletlerarası kurallara göre yürütmek, teşkilatlandırmak, geliştirmek ve Türkiye’yi futbol konusunda yurt içinde ve yurtdışında temsil etmek üzere, özel hukuk hükümlerine tâbi, tüzel kişiliğe sahip, özerk Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) kurulması, teşkilat, görev ve yetkilerine ait esas ve usulleri düzenlemek olduğu ifade edilmektedir. Aynı Kanun’un 3. maddesinde, TFF’nun, Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FİFA) ve Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA)’nın yetkili organları tarafından konulan kuralların gereği gibi uygulanmasını sağlamakla görevli olduğu, FİFA ve UEFA tarafından konulan statü, talimat ve düzenlemeler ile bunların yetkili kurulları tarafından verilen kararlara uyulmasını sağlamayı yükümlendiği ifade edilmekte; 4. maddesinde de TFF’nun FİFA ve UEFA üyesi olduğu hüküm altına alınmaktadır. FİFA ve UEFA’nın futbol müsabakaları ve bunun kuralları ile ilgili olarak belirleyici milletlerarası teşekküller olduğu 5894 sayılı Kanun’un bütününden ve bir çok maddesinden açıkça anlaşılmaktadır.
İkiyüzün üzerinde ulusal futbol federasyonunun üyesi olduğu FİFA, çeşitli futbol turnuvaları düzenlemenin yanı sıra, dünya futbolunu yöneten, kurallarını uygulayan, değiştiren bir kuruluş mahiyetindedir. Dünya çapında FİFA’ya bağlı birçok uluslararası futbol konfederasyonu mevcut olup, UEFA da bunlardan biridir. FİFA ve UEFA düzenlemelerine göre federasyonlar, kendi düzenlemelerine, kulüplerin ve üyelerinin bir anlaşmazlığı ulusal mahkemelere götürmelerini yasaklayan ve herhangi bir anlaşmazlığı federasyonun, uygun bir konfederasyonun ya da FİFA’nın yargılama yetkisine sunmalarını gerekli kılan bir hükmü koymakla yükümlüdürler. Diğer bir deyişle, futbol uyuşmazlıklarında zorunlu tahkim yönteminin öngörülmesinin ana nedenlerinden biri FİFA ve UEFA statülerine uyum sağlanması amacıdır. Futbola egemen olan uluslararası kurallar, temel hukuk ilkelerine uygun olarak bütün ülkelerin iç hukuklarına etki edecek şekilde uluslararası niteliktedir. Uluslararası futbol örgütlerine (FİFA ve UEFA’ya) üye olan ülkeler de bu kuruluşların benimsediği ilkelere ve talimatlara uyacaklarını peşinen kabul etmişlerdir ve Türkiye de bu yükümlülüğü üstlenmiştir. Futbol faaliyetlerinden doğan her türlü ihtilafların çözümünde “tahkim” esasının uluslararası düzeyde öngörülmesinin asıl nedeni ise futbol müsabakalarının oynanmasındaki süreklilik ve kısa aralık, futbola ilişkin, başkaca özellikler, hızlı ve kesin sonuç doğuracak şekilde karar alabilme zorunluluğu şeklinde ifade edilebilir.
Futbolun da içinde bulunduğu spor branşları artık uluslararası camiada örgütlenmiş ve uluslararası kural ve normlar spor hukukunun evrensel hukuki çerçevesini belirlemiş bulunmaktadır. Futbol dahil spor müsabakaları ve sportif faaliyetlerin kendine özgü kurallarının bulunuşu, bunların yürüyen ve süregelen özellikleri, zamana yayılan ve uzun bir sürece dayalı yargısal denetime elverişli olmayan, çok kısa sürede çözüm gerektiren yapıları dikkate alındığında; bu faaliyetler nedeniyle oluşabilecek ihtilafları doğrudan “kamu hukuku” ya da “özel hukuk” ayırımına tâbi tutmak ve bu hukuk dallarına özgü kuralları sözkonu ihtilaflara uygulamaya çalışmak, kanımızca doğru olmayacaktır. Kendine özgü bir “hukuki durum” teşkil eden sportif faaliyetler dolayısiyle doğabilecek ihtilafların, kendine özgü çözüm mekanizmalarıyla (somut davada tahkim yoluyla) kısa sürede halledilmesi düşüncesi artık küresel bir kural haline geldiğine ve Türkiye Cumhuriyeti de bu uluslararası teşekküllere (FİFA ve UEFA’ya) üye olmakla bu küresel (uluslararası) kurallara uymayı taahhüt ettiğine göre; artık spor ihtilaflarının yargıya taşınması gerektiği gibi bir yorumun yapılmaması gerekli bulunmaktadır.
2- Futbol dahil uluslar arası spor dallarındaki ihtilaflarda “tahkim” usulü benimsenip genel kabul gördüğüne göre, Anayasa’nın 58. ve 59. maddelerindeki özel düzenlemeleri dikkate olan yasa koyucunun, bu konudaki ihtilaflarda “tahkim” usulünü öngörmesi ve Tahkim Kurulu kararlarına karşı yargı yoluna başvurulamayacağı ilkesini getirmesinde Anayasa’ya aykırı bir yön yoktur. Anayasa’nın 58. ve 59. maddelerindeki düzenlemeler, sporun (futbol dahil) değinilen özelliği ve evrenselliği, ülkemizdeki spor federasyonlarının uluslararası spor teşekkülleri ile bu konuda varılan mutabakat ile uluslararası düzeydeki spor kuralları dikkate alındığında, dava konusu kuralda öngörülen yargı kısıntısının Anayasa’nın 9. maddesinde belirtilen yargı yetkisinin devri mahiyetinde olmadığı açık olduğu gibi, bu düzenlemenin Anayasa’nın 36. maddesiyle bağdaşmadığı da söylenemez. Dava konusu kural, Türkiye’nin uluslararası yükümlülüğünün tabii bir sonucu olup, uluslararası kuralların dışına çıkılarak bu konuda kendimize has bir yargı düzeni getirmek de kanımızca mümkün bulunmamaktadır. Dolayısiyle, TFF Tahkim Kurulu’nun futbolla ilgili uyuşmazlıkları kesin olarak sonuçlandırmasında ve uluslararası futbol kuralları gereğince bu Kurul’un kararlarına karşı yargı yolunun kapatılmasında Anayasa’nın 9. ve 36. maddelerine aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kuralın iptal isteminin reddi gerektiğini düşündüğümüzden, çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılamıyoruz.